Aydın Doğan Vakfı (ADV) ve Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) işbirliğiyle hazırlanan “Okuma Becerilerinin Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Değerlendirilmesi: PISA 2018 Verileriyle Bir Analiz” başlıklı rapor 12 Nisan 2022, Salı günü düzenlenen etkinlikte kamuoyuna sunuldu. Öne çıkan rapor bulgularının paylaşıldığı etkinlikte ‘Kalıpları Yıkarken’ başlıklı bir de panel düzenlendi.
Lancaster Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Melis Cin, Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ali O. İlhan ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olan Ozancan Özdemir tarafından yürütülen Eğitim Reformu Girişimi ekibinden Kıdemli Politika Analisti Yeliz Düşkün ve Politika Analisti Özgenur Korlu’nun da katkıda bulunduğu araştırma sonucunda yayımlanan rapor, kız çocukların çok kilit bir beceri olan okuma becerilerinde oğlanlardan daha başarılı olduklarını, eğitime büyük önem verdiklerini ve yılmazlık özellikleri sergilediklerini PISA 2018 verileri eşliğinde gözler önüne serdi.
‘Kalıpları Yıkarken’ paneli düzenlendi
Aydın Doğan Vakfı Eğitim Müdürü Nilgün Yorgancılar Erekli’nin moderatörlüğünde gerçekleşen panelde kendi alanlarında başarılı olmuş kadınlar, öğrencilik yıllarında sahip oldukları motivasyonlarını, kariyerlerinde ilerlerken karşılaştıkları engel ve olumsuz kalıp yargılara rağmen nasıl devam ettirdiklerini paylaştılar.
Panele katılan Psikolog ve Yazar Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk, “Yapabilirsin denmesi, kişide bu dış sesin olması çok önemli. Kız çocukların okuma becerileri, vazgeçmeme özellikleri ve hayatın içinde yer alma kararlılıkları çok yüksek. Ne zaman ki kız çocuklar “yapamazsın, beceremezsin, yeterli değilsin” gibi dış sesler duymaya başlıyor ve bu sesleri içselleştiriyor o zaman başarı, performans, hayat amaçları etkileniyor. Bu noktada çevrenin ne kadar önemli olduğunu görmeye başlıyoruz. Kadınlar işgücünde erkeklere göre dezavantajlı durumdalar. Okuldan sonra ne olduğuna bakılması; toplumda davranışların, tutumların değişmesi için bu konular üzerine daha çok konuşulması gerekiyor” dedi.
Gazeteci ve Haber Spikeri Afşin Yurdakul da “Meraklı bir çocuktum. Soru sormaya yüreklendirildiğim bir aile ortamım vardı. Annem; kardeşim ve benimle her zaman göz hizasında konuşurdu. Eşitlik nedir ilk orada tattım diyebilirim; toplumsal cinsiyet eşitliği algımı da buna borçluyum. Kendi değerini toplum üzerinden biçmemek çok önemli diye düşünüyorum. Birçok yetenekle geliyorsunuz hayata, sizin kendi bakış açınız var, toplum size “yapamazsın, edemezsin” diyebilir ya da bunu ima edebilir. Bunlara kulak asmamak gerekiyor. Bir televizyoncu olarak ekranda da kadın-erkek temsil oranının çok önemli olduğunu düşünüyorum ve cinsiyet hassasiyetini gözetmeye çalışıyorum” dedi.
Aydın Doğan Vakfı Proje Ekibi Gönüllüsü Emine Yiğci hayatında kalıpları yıktığı anlar için şunları söyledi: “Trabzon’un küçük bir köyünde doğdum ve küçük bir dünyam vardı. İçimde hep okuma aşkı vardı. Çok korkuyordum, “yapamazsın” denmesi korkutucuydu, “ya yapamazsam” diye ister istemez korku oluyordu. Benim üzerime düşen çalışmaktı, çalıştım. O günden bu noktaya gelmek benim için mutluluk verici. Aydın Doğan Vakfı desteğini almak benim için çok önemli ve arandığımda da büyük mutluluk yaşadım” dedi.
Fetvacı: “Güçlü Kızlar, Güçlü Yarınlar’ diyerek kızlarımızı önyargılardan kurtarmaya çalışıyoruz”
Rapor sonuçlarının açıklandığı toplantıda konuşma yapan Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı, “Vakıf olarak 25 yılı aşkın zamandır yaptığımız çalışmalarla kız çocuklarının her alanda eşit temsilini, kendi hayatları üzerinde söz sahibi olmalarını, toplumda alınacak kararlara katılım sağlamalarını, istedikleri alanda eğitim görmelerini, hayalini kurdukları meslekleri seçmelerini, bilimin, sanatın, sporun özetle hayatın içinde olmalarını, hedeflerini gerçekleştirmelerini destekliyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bütün bu çalışmaları ‘Güçlü Kızlar, Güçlü Yarınlar’ başlığıyla sürekli geliştirme ve derinleştirme gayretleri içindeyiz. Bugün açıkladığımız rapor, kız çocuklarının kendilerini en az oğlan çocuklar kadar rekabetçi gördüğünü, bir işi yapma konusunda motivasyonlarının yüksek olduğunu, sahip oldukları ‘yılmazlık’ özelliğinin başarılarını tetikleyici nitelik taşıdığını ortaya koyuyor. Tüm bu veriler, bugünden başlayarak iş dünyasında, sosyal hayatta daha fazla kadının yer alacağının ilk işaretleri… O nedenle bu araştırmanın ortaya koyduğu verileri çok değerli buluyor ve bize güzel bir gelecek müjdelediğine inanıyorum” dedi.
Eğitim Reformu Girişimi Direktörü Işık Tüzün de şöyle konuştu: “Bu araştırmanın önemli bir özelliği hem Türkiye’de hem de PISA’ya katılan diğer ülkelerde kız çocukların oğlan çocuklara göre daha başarılı oldukları bir alana, okuma alanına odaklanması. Okuma, işlevsel okuryazarlık becerileri, toplumsal yaşama ve karar alma süreçlerine katılım başta olmak üzere birçok hak ve yapabilirlik bakımından çok kritik bir alan. Her ne kadar okullulaşma gibi ilerleme kat edilen alanlar olsa da eğitim sistemini ve okulları tüm bileşenleriyle toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı, toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyici kılmak için yolumuz uzun ve bu yolda güvenilir bilgiye, yeni bakış açılarına ve metodolojilere, iş birliklerine ihtiyaç var. Bu araştırmayı ve iş birliğini bu açıdan da çok önemsiyoruz.”
Okuma Becerilerinin Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Değerlendirilmesi: PISA 2018 Verileriyle Bir Analiz” başlıklı rapordan öne çıkan veriler
PISA 2018 okuma becerilerinde kız çocuklar, oğlan çocuklardan daha önde
Araştırma kapsamında Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından gerçekleştirilen ve 15 yaşındaki öğrencilerin okuma, matematik ve fen alanlarındaki bilişsel becerilerini değerlendiren Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2018 verileri analiz edildi. Bulguların toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle yorumlandığı rapor, toplumsal cinsiyete yönelik süregelen eşitsizliklere karşın, genel olarak Türkiye’de de kız çocukların ulusal ve uluslararası değerlendirmelerde oğlan çocukların gerisinde kalmadığını, belirli alanlarda onlardan daha yüksek başarı gösterdiklerini ortaya koydu.
OECD, okuma becerilerini, ‘bir kişinin amaçlarına ulaşmak, bilgi ve potansiyelini geliştirmek ve topluma etkin bir şekilde katılmak için metinleri anlama, kullanma, değerlendirme, yansıtma ve metinlerle etkileşim kurma’ yeteneği olarak tanımlıyor. PISA 2018’de Türkiye’de kızların okumadaki ortalama puanı (478) oğlanlarınkinden (453) 25 puan fazla.
Okuma becerisi olan kadın, babaya ya da eşe bağlı olmadan yaşamını devam ettirebiliyor
Lancaster Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Melis Cin, Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ali O. İlhan tarafından sunumu gerçekleştirilen “Okuma Becerilerinin Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Değerlendirilmesi: PISA 2018 Verileriyle Bir Analiz” başlıklı rapordan öne çıkan veriler şöyle:
Okuma becerilerinde, tüm ülkelerde kızlar oğlanlardan daha yüksek puan aldı. Okuma becerileri zayıf olan öğrenciler, okulu erken bırakma ve işsizlikle karşılaşma olasılıkları daha yüksek olduğu için risk grubunda değerlendiriliyor. Okuma becerilerinin geliştirilmesinin eleştirel düşünmeden matematik ve fen becerilerine, sosyal hizmetlere erişimden istihdama pek çok konuyla ilişkili olduğu
belirtiliyor. Raporda, okuduğunu anlama ve eleştirel bir şekilde yorumlayabilme becerisinin kız çocuklar ve kadınlar için yaşamlarını baba, ağabey ya da eşe bağlı olmadan devam ettirebilme bakımından da önemli olduğu belirtildi.
Kız çocuklar okulda başarılı olmayı, gelecekleri için daha çok önemsiyorlar. Rapora göre kız çocuklar, okulda başarılı olmayı, üniversiteye gitmek ve ileride iyi bir iş sahibi olmak için oğlanlara kıyasla daha önemli görüyor. Rapora göre bu, kızların daha fazla çalışmalarını ve oğlanlara kıyasla daha başarılı olmalarını açıklayan etkenlerden biri. Raporda, resmi istatistiklere göre kız çocukların eğitime erişimlerinin özellikle belirli kademelerde ve illerde hâlâ oğlan çocuklardan geride olduğunun da altı çizildi.
Kızlar zevk için okumaya daha fazla zaman ayırıyorlar. Rapora göre okuma becerilerinin gelişmesindeki en önemli unsurlarından biri, zevk için okuma alışkanlıklarının kazanılmış olması. Araştırma bulgularına göre zevk için okuma yapan kız çocukların oranı yüzde 86,8 ile oğlan çocuklardan (%65,7) oldukça yüksek. Raporda kızların zevk için daha fazla okuma yapmasının, kızlar ve oğlanlar arasındaki başarı farkının sebeplerinden biri olabileceği belirtildi.
Öğretmen davranışları önem taşıyor
Araştırmada öğretmenlerin davranışlarının başarıyla ilişkisi de incelendi, öğretmenlerin öğrencilerin okuma becerilerini teşvik etmesini ölçen değişkenin hem kızların hem de oğlanların okuma başarısıyla olumlu ilişki içinde olduğu ortaya çıktı. Öğretmenlerin tüm öğrencilere eşit ve saygılı davrandığı ve çok kültürlülüğü desteklediği adil bir okul ikliminde öğrenim gören öğrencilerin, okuma puanlarının daha yüksek olduğu vurgulandı. Araştırma, okuldaki ayrımcı atmosferin ise hem kız hem de oğlanların okuma başarısıyla olumsuz ilişki içinde olduğunu gösterdi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.