Geçmişin Gözüyle Türkiye-ABD İlişkileri
Cumhuriyet tarihi boyunca Ankara’nın ilişkilerini en sıkı tuttuğu başkent hangisi diye sorsak, hemen hepimizin aklına Washington gelir. İki ülkenin ‘stratejik müttefik’ olarak adlandırdığı yılların ardından son 10 yılda yaşananlar, ilişkilerde kalıcı hasarlar bırakmış durumda. Bu noktaya gelinmesinde farklı sebepler olsa da, bu haberde geçmişi değil geleceği mercek altına alacağız. Özellikle Türkiye-ABD arasında artan diyalogun nasıl okunması gerektiğine odaklanacağız.
Türkiye-ABD Diyalogunu Değerlendirmek
Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Kaan Kutlu Ataç, Türk-Amerikan ilişkilerindeki güven sorununa dikkat çekiyor. İki ülkenin Suriye konusundaki farklılıkları, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilişkileri gerdi. ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı CAATSA yaptırımları, Suriye politikaları ve güvenlik endişeleri arasındaki çelişkiler güven bunalımını derinleştiriyor.
Ataç, Ankara’nın ulusal güvenliği için Rus S-400 sistemini alması ve Türkiye’nin terörizmle mücadelesini ABD’nin DEAŞ stratejileriyle çatışır hale getirdiğini vurguluyor. Bu durum, iki ülke arasındaki güven sorununun artarak devam ettiğini gösteriyor.
Geleceğe Yönelik Adımlar
ABD’nin Türkiye’ye karşı uyguladığı CAATSA yaptırımlarının Türk-Amerikan ilişkilerinde derin yaralar açtığını belirten Ataç, ilişkilerin sadece savunma ve güvenlik alanlarına indirgenmesinin yetersiz olduğunu ifade ediyor. İki ülke arasındaki jeopolitik gerçekliklerin ve belirsizliklerin göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguluyor.
Buna karşın, F-35 programına dönüş sinyali, yeni savunma anlaşmaları ve diğer adımlar ilişkilerde bir iyimserlik belirtisi olabilir. Ataç, Türk-Amerikan ilişkilerindeki ayrılıkların kabul edilerek uzlaşma yolunda adımlar atılmasının önemine işaret ediyor. Eğer taraflar arasındaki güven bunalımı aşılabilirse, ilişkilerin daha olumlu bir yöne doğru ilerleyebileceği görüşünde.
News
